Melis
New member
Formasyon Yedek Liste Ne Demek? (Bilimsel Merakla Anlatılan Bir Gerçeklik)
Selam forum ahalisi
Bugün konumuz kulağa çok “bürokratik” gelen ama aslında hem bilimsel hem de insani boyutları olan bir mesele: Formasyon yedek liste.
Yani o meşhur, “Asıl listeye giremedim ama belki bir umut…” duygusunu yaşatan liste.
Ama bu konuyu sadece “üniversite ilanı” veya “puan sıralaması” olarak değil, bir seçim süreci, bir olasılık denklemi ve aynı zamanda bir toplumsal psikoloji örneği olarak ele alalım istiyorum.
Çünkü inanın, formasyon yedek listesi sadece eğitimle değil; insan davranışıyla, adalet algısıyla, umutla ve sabırla da çok yakından ilişkili.
1. Önce Tanım: Bilimsel Olarak Yedek Liste Ne Demektir?
Basitçe söyleyelim:
Formasyon programları, öğretmenlik yapmak isteyen üniversite mezunları ya da öğrenciler için pedagojik eğitim verir.
Ancak bu programlara kontenjan sınırlıdır. Diyelim ki 200 kişilik bir kontenjan var.
Başvurular 1000 kişi olursa, doğal olarak puan sıralamasına göre bir “asıl liste” ve ardından yedek liste oluşturulur.
Yedek liste, olasılık temelli bir bekleme sistemidir.
Tıpkı bir kuyrukta “belki sıram gelir” demek gibi.
Yani, asıl listedeki bir aday kayıt yaptırmazsa, boşalan kontenjan sırayla yedek listeden doldurulur.
Bu, aslında matematikteki bir olasılık dağılımı örneğidir.
Bilimsel olarak “bekleme sırası” sistemlerinde kullanılan modeller — örneğin queueing theory (kuyruk teorisi) — tam da bu tür durumları inceler.
Yani, yedek listede yer almak bir anlamda istatistiksel sabır göstergesidir.
2. Erkeklerin Analitik Yaklaşımı: Veri, Puan ve Olasılık
Erkek forumdaşlarımızın bu konudaki yaklaşımı genellikle şöyle olur:
– “Puanım şu kadar, sıralamam şu, yüzde 30 ihtimalle çağrılırım.”
Yani analitik, veri temelli, ihtimaller üzerinden düşünen bir yaklaşım.
Bazı araştırmalar, erkeklerin karar süreçlerinde bilişsel değerlendirme ağırlıklı düşündüğünü ortaya koyuyor (Tversky & Kahneman, 1974).
Bu durum, “duygusal risk” yerine “istatistiksel risk” üzerinden karar verme eğilimiyle açıklanıyor.
Dolayısıyla erkekler için yedek liste bir olasılık tablosu gibidir:
– “Geçen sene şu kadar kişi kayıt yaptırmamış, bu yıl şu kadar kontenjan açıldı, demek ki şans %15 civarında.”
Bu rasyonel yaklaşım işe yarar mı?
Evet, çünkü veri sizi duygulardan korur.
Ama bazen fazla analiz de motivasyonu azaltabilir.
Çünkü insan umut ettiği şeyi sadece yüzdeyle ölçemez.
3. Kadınların Empatik Yaklaşımı: Sosyal Etki ve Duygusal Dayanıklılık
Kadın forumdaşlarımızın yaklaşımı ise genellikle daha ilişki ve süreç odaklıdır.
– “Benim arkadaşım da geçen sene yedekten girmişti.”
– “Hocam demişti, son anda bile çağrılabiliyor.”
Bu, duygusal bir iyimserlik değil; aslında sosyal öğrenme dediğimiz bilimsel bir süreçtir (Bandura, 1977).
Kadınlar, belirsizlik durumlarında başkalarının deneyimlerinden öğrenmeye daha yatkın olurlar.
Ve bu, umut duygusunu güçlendirir.
Yedek listede beklemek bazen streslidir, çünkü “bilinmezlik” insan psikolojisini zorlar.
Ama kadınların toplumsal olarak geliştirdiği empatik ağlar, bu süreçte destek mekanizması oluşturur.
Forumlarda, gruplarda, WhatsApp gruplarında “Çağrılan var mı kızlar?” sorusu bile aslında bir dayanışma sinyalidir.
Bilimsel olarak da bu destek sistemleri “kolektif öz-yeterlik” (collective efficacy) kavramıyla açıklanır.
Yani insanlar birlikte umut ederse, belirsizlik daha katlanılabilir olur.
4. Yedek Liste Bir Toplumsal Psikoloji Alanıdır
Yedek listede olmak sadece bir “sıra bekleme” hali değildir; aynı zamanda adalet algısı, kıyaslama duygusu ve motivasyonla iç içe bir süreçtir.
Psikolojide buna relative deprivation (göreli yoksunluk) denir.
Yani, başkası kazanırken siz kaybettiğinizde, nesnel olarak bir şey kaybetmeseniz bile kendinizi eksik hissedersiniz.
Bu durum, özellikle formasyon gibi rekabetin yüksek olduğu alanlarda, bireylerin motivasyonunu etkiler.
Ama işin güzel yanı şu:
Birçok aday, yedek listede beklerken sabır, esneklik ve adaptasyon becerilerini geliştiriyor.
Yani bu süreç, sadece bir eğitim hakkı değil, aynı zamanda bir kişisel dayanıklılık testi gibi.
5. Bilimsel Veriler Ne Diyor?
Eğitim araştırmalarına göre, yedek kontenjanlardan yerleşme oranı programdan programa değişiyor ama genellikle %10 ila %30 arasında.
Bu da şu demek: Her 10 kişiden 1 ila 3’ü, sonunda formasyon programına dâhil olabiliyor.
Bir diğer araştırma (YÖK İstatistikleri, 2023) gösteriyor ki, pedagojik formasyon başvurularında kadın oranı %62.
Yani bekleme sürecini yaşayanların çoğu kadın.
Bu da, sürecin toplumsal cinsiyet boyutunu güçlendiriyor; çünkü kadınlar genellikle eğitim alanında daha yüksek temsil oranına sahipler.
Bu durumun sosyal yansıması da ilginç:
Kadınlar için formasyon “öğretmen olma hayali”, erkekler içinse “kariyer planının bir parçası” olabiliyor.
İki bakış da değerlidir; biri kalpten, diğeri stratejiktir.
6. Toplumsal Cinsiyet Dengesi ve Bilimsel Düşüncenin Buluştuğu Nokta
Bilim bize, hem duyguların hem verilerin önemli olduğunu söyler.
Yedek liste süreci de bunun küçük bir laboratuvarıdır aslında:
Kadınlar sosyal dayanışmayla süreci anlamlandırır,
Erkekler verilerle süreci kontrol etmeye çalışır.
Ama en iyi sonuç, bu iki yaklaşımın birleştiği yerde ortaya çıkar.
Yani hem “veriye güvenmek” hem “insana inanmak”.
Tıpkı bir öğretmenin hem bilgiyle hem kalple ders anlatması gibi.
7. Forumdaşlara Soruyorum: Sizce Yedek Liste Ne Öğretiyor?
Sevgili forumdaşlar,
Sizce formasyon yedek listesi sadece bir bekleme listesi mi, yoksa bir sabır ve karakter testi mi?
Siz olasılıklara mı inanırsınız, yoksa umut edenlere mi?
Bir listeye girememek başarısızlık mıdır, yoksa başka bir yola yönelmenin habercisi mi?
Yorumlarda tartışalım.
Belki biriniz istatistiklerle, biriniz duygularla yaklaşacak.
Ama eminim, ortaya çok renkli bir tablo çıkacak.
Unutmayın: Bilim bize “nasıl” sorusunu öğretir, ama “neden” sorusuna cevap bulmak için insan kalbine bakmak gerekir.
Formasyon yedek listesi de tam olarak bu iki dünyanın kesişiminde durur — veriyle umut arasında.
Selam forum ahalisi

Bugün konumuz kulağa çok “bürokratik” gelen ama aslında hem bilimsel hem de insani boyutları olan bir mesele: Formasyon yedek liste.
Yani o meşhur, “Asıl listeye giremedim ama belki bir umut…” duygusunu yaşatan liste.
Ama bu konuyu sadece “üniversite ilanı” veya “puan sıralaması” olarak değil, bir seçim süreci, bir olasılık denklemi ve aynı zamanda bir toplumsal psikoloji örneği olarak ele alalım istiyorum.
Çünkü inanın, formasyon yedek listesi sadece eğitimle değil; insan davranışıyla, adalet algısıyla, umutla ve sabırla da çok yakından ilişkili.
1. Önce Tanım: Bilimsel Olarak Yedek Liste Ne Demektir?
Basitçe söyleyelim:
Formasyon programları, öğretmenlik yapmak isteyen üniversite mezunları ya da öğrenciler için pedagojik eğitim verir.
Ancak bu programlara kontenjan sınırlıdır. Diyelim ki 200 kişilik bir kontenjan var.
Başvurular 1000 kişi olursa, doğal olarak puan sıralamasına göre bir “asıl liste” ve ardından yedek liste oluşturulur.
Yedek liste, olasılık temelli bir bekleme sistemidir.
Tıpkı bir kuyrukta “belki sıram gelir” demek gibi.
Yani, asıl listedeki bir aday kayıt yaptırmazsa, boşalan kontenjan sırayla yedek listeden doldurulur.
Bu, aslında matematikteki bir olasılık dağılımı örneğidir.
Bilimsel olarak “bekleme sırası” sistemlerinde kullanılan modeller — örneğin queueing theory (kuyruk teorisi) — tam da bu tür durumları inceler.
Yani, yedek listede yer almak bir anlamda istatistiksel sabır göstergesidir.
2. Erkeklerin Analitik Yaklaşımı: Veri, Puan ve Olasılık
Erkek forumdaşlarımızın bu konudaki yaklaşımı genellikle şöyle olur:
– “Puanım şu kadar, sıralamam şu, yüzde 30 ihtimalle çağrılırım.”
Yani analitik, veri temelli, ihtimaller üzerinden düşünen bir yaklaşım.
Bazı araştırmalar, erkeklerin karar süreçlerinde bilişsel değerlendirme ağırlıklı düşündüğünü ortaya koyuyor (Tversky & Kahneman, 1974).
Bu durum, “duygusal risk” yerine “istatistiksel risk” üzerinden karar verme eğilimiyle açıklanıyor.
Dolayısıyla erkekler için yedek liste bir olasılık tablosu gibidir:
– “Geçen sene şu kadar kişi kayıt yaptırmamış, bu yıl şu kadar kontenjan açıldı, demek ki şans %15 civarında.”
Bu rasyonel yaklaşım işe yarar mı?
Evet, çünkü veri sizi duygulardan korur.
Ama bazen fazla analiz de motivasyonu azaltabilir.
Çünkü insan umut ettiği şeyi sadece yüzdeyle ölçemez.
3. Kadınların Empatik Yaklaşımı: Sosyal Etki ve Duygusal Dayanıklılık
Kadın forumdaşlarımızın yaklaşımı ise genellikle daha ilişki ve süreç odaklıdır.
– “Benim arkadaşım da geçen sene yedekten girmişti.”
– “Hocam demişti, son anda bile çağrılabiliyor.”
Bu, duygusal bir iyimserlik değil; aslında sosyal öğrenme dediğimiz bilimsel bir süreçtir (Bandura, 1977).
Kadınlar, belirsizlik durumlarında başkalarının deneyimlerinden öğrenmeye daha yatkın olurlar.
Ve bu, umut duygusunu güçlendirir.
Yedek listede beklemek bazen streslidir, çünkü “bilinmezlik” insan psikolojisini zorlar.
Ama kadınların toplumsal olarak geliştirdiği empatik ağlar, bu süreçte destek mekanizması oluşturur.
Forumlarda, gruplarda, WhatsApp gruplarında “Çağrılan var mı kızlar?” sorusu bile aslında bir dayanışma sinyalidir.
Bilimsel olarak da bu destek sistemleri “kolektif öz-yeterlik” (collective efficacy) kavramıyla açıklanır.
Yani insanlar birlikte umut ederse, belirsizlik daha katlanılabilir olur.
4. Yedek Liste Bir Toplumsal Psikoloji Alanıdır
Yedek listede olmak sadece bir “sıra bekleme” hali değildir; aynı zamanda adalet algısı, kıyaslama duygusu ve motivasyonla iç içe bir süreçtir.
Psikolojide buna relative deprivation (göreli yoksunluk) denir.
Yani, başkası kazanırken siz kaybettiğinizde, nesnel olarak bir şey kaybetmeseniz bile kendinizi eksik hissedersiniz.
Bu durum, özellikle formasyon gibi rekabetin yüksek olduğu alanlarda, bireylerin motivasyonunu etkiler.
Ama işin güzel yanı şu:
Birçok aday, yedek listede beklerken sabır, esneklik ve adaptasyon becerilerini geliştiriyor.
Yani bu süreç, sadece bir eğitim hakkı değil, aynı zamanda bir kişisel dayanıklılık testi gibi.
5. Bilimsel Veriler Ne Diyor?
Eğitim araştırmalarına göre, yedek kontenjanlardan yerleşme oranı programdan programa değişiyor ama genellikle %10 ila %30 arasında.
Bu da şu demek: Her 10 kişiden 1 ila 3’ü, sonunda formasyon programına dâhil olabiliyor.
Bir diğer araştırma (YÖK İstatistikleri, 2023) gösteriyor ki, pedagojik formasyon başvurularında kadın oranı %62.
Yani bekleme sürecini yaşayanların çoğu kadın.
Bu da, sürecin toplumsal cinsiyet boyutunu güçlendiriyor; çünkü kadınlar genellikle eğitim alanında daha yüksek temsil oranına sahipler.
Bu durumun sosyal yansıması da ilginç:
Kadınlar için formasyon “öğretmen olma hayali”, erkekler içinse “kariyer planının bir parçası” olabiliyor.
İki bakış da değerlidir; biri kalpten, diğeri stratejiktir.
6. Toplumsal Cinsiyet Dengesi ve Bilimsel Düşüncenin Buluştuğu Nokta
Bilim bize, hem duyguların hem verilerin önemli olduğunu söyler.
Yedek liste süreci de bunun küçük bir laboratuvarıdır aslında:
Kadınlar sosyal dayanışmayla süreci anlamlandırır,
Erkekler verilerle süreci kontrol etmeye çalışır.
Ama en iyi sonuç, bu iki yaklaşımın birleştiği yerde ortaya çıkar.
Yani hem “veriye güvenmek” hem “insana inanmak”.
Tıpkı bir öğretmenin hem bilgiyle hem kalple ders anlatması gibi.
7. Forumdaşlara Soruyorum: Sizce Yedek Liste Ne Öğretiyor?
Sevgili forumdaşlar,
Sizce formasyon yedek listesi sadece bir bekleme listesi mi, yoksa bir sabır ve karakter testi mi?
Siz olasılıklara mı inanırsınız, yoksa umut edenlere mi?
Bir listeye girememek başarısızlık mıdır, yoksa başka bir yola yönelmenin habercisi mi?
Yorumlarda tartışalım.
Belki biriniz istatistiklerle, biriniz duygularla yaklaşacak.
Ama eminim, ortaya çok renkli bir tablo çıkacak.

Unutmayın: Bilim bize “nasıl” sorusunu öğretir, ama “neden” sorusuna cevap bulmak için insan kalbine bakmak gerekir.
Formasyon yedek listesi de tam olarak bu iki dünyanın kesişiminde durur — veriyle umut arasında.